Kitaptan spoil vermek, okuyucunun hevesini kursağında bırakmak bana göre bir şey değil.
Açıkçası bana biri kitabın içeriğiyle ilgili ne zaman bir şeyler anlatsa hevesim kaçıyor. Çünkü benim hayallerim benim için çok önemli.
Kate'in başına ne geleceğini anlatmak bana düşmez. Çünkü harika bir kitap okuyucunun elinde duruyor.
Benim cümlelerimle o harika kitabı anlatmaya kalkarsam tanrıcılık oynamaktan öteye gidebilir miyim?
Taklitler aslını yüceltmekten öteye gidemez.
Bu yüzden bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorken gerçek anlamda bana kitabın neler hissettirdiğini yazmak istiyorum.
Ne de olsa kitabın bende yarattığı etkiyi anlatmak kitaptan spoil vermeye girmez :)
İlk kitap bildiğiniz üzere Tanrıça...
Şurada
soluksuz okuduğumu belirtmiştim.
İkinci kitap olan Tanrıçanın Savaşını ise gözümü kırpmadan okudum.
Bir an geldi yakıcı çöl topraklarından serin sulara koştum Kate'le...
Ve bir an geldi Ava'nın sıcacık sevgisiyle sarılıp sarmalandım.
Calliope'nin nefretiyle kendime geldim.
James'in tuhaflıklarıyla kahkaha attım.
Henry'nin soğuk duvarları yıkılacak mı diye merakla satırları takip ettim.
Kitabı elimden bırakmadan koca bir gün geçirdim.
Ne zaman ara verecek olsam, beş dakika sonra geri elime aldım kitabı.
Dehşetle nefesimi tuttuğum dakikalar olduğu gibi meraktan oturduğum yerde tırnaklarımı kemirdiğim anlar da yok denilemeyecek kadar fazlaydı.
Kate inanılmaz iradesiyle Henry'e olan sevgisinin önüne çıkan engelleri bir bir aşabilecek mi?
Henry duvarlarını yıkarak Kate'e sevgisini gösterebilecek mi?
Calliope ilk kitapta aldığı cezayı hakkıyla çekip kurtulabilecek mi?
James Kate'i bu oyundan vazgeçirebilecek mi?
Hepsi ama hepsi bu kitapta cevaplarını bulacak.
Okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
Pişman olmayacaksınız.
Kitabın Adı: Tanrıçanın Savaşı
Kitabın Yazarı: Aimée Carter
Yayınevi: Ephesus
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder